Rudyard Kipling'in hikayesinden uyarlanan ve John Huston'un yönettiği film, içerdiği mizah, coşku ve kaderin cilveleriyle, beyazperdenin en iyi filmlerinden biri olma ünvanını fazlasıyla hak ediyor. Çakı gibi İngiliz teğmenler Danny Dravot ve Peachy Carnehan rolünde Sean Connery ve Michael Caine'yi izliyoruz. İmparatorluk böyle adamlar sayesinde kuruldu. Şimdi de onlar kendi imparatorluklarını kuracaklar. Krallar gibi zengin olabilmek için Kafiristan'ı yönetme girişimlerine başladılar bile. Huston'un daha önce Clark Gable ve Humprey Bogart ikilisinden izleme şansını bulduğumuz filminde, önceden Paul Newman ve Robert Redford'a teklif götürülse de daha sonra Connery ve Cane'de karar kılınmıştı. Gerçekten de bu film için başka bir ikili düşünülemezdi. Caine oynadığı bu başyapıt için "ben öldükten sonra da yaşayacak olan bir eser" cümlesini kullanmıştır.