Sadece sinemacı kimliğiyle değil, gazeteci, yazar ve düşünür kimlikleriyle de, entelektüel camiada hatırı sayılır bir kitlesi olan yönetmen Ali Özgentürk'ün Kalbin Zamanı filmi hakkında birşeyler söylemeden önce yapımın en büyük trajedisinden ve şanssızlığından bahsetmek gerekir. Çekimlerin başlamasından kısa bir süre sonra, sinema ve tiyatromuzun genç yeteneklerinden Arda Kanpolat filmin setinde intihar eder. Sanat dünyasını yasa boğan bu beklenmedik kayıp, filmin acı hatıralarla anılmasına vesile olacaktır. Öyküde, dört gencin 50'lerde başlayan ve günümüze dek gelen dostluk, aşk ve mizah eksenindeki ilişkileri bir de cinayetin esrarıyla yoğrularak aktarılıyor. Bir kadın ve üç erkek arasındaki aşk ve arkadaşlık 50'lerde başlar ve aynı dörtlü 80'lerde yeniden gençliklerinin favori mekanı olan otelde bir araya gelir. İçlerinden birinin öldürülmesiyle başlayan trajedi ise nerdeyse yarım asırlık sırların açığa çıkmasına ve bu garip ilişkiler zincirinin çözülmesine neden olacaktır. Balalayka'dan dört yıl sonra Ali Özgentürk'ü sinemaya döndürmüş olması bir yana, Kalbin Zamanı Türk sinemasına bir ilk daha kazandırdı ve filmin açılış ve kapanış sahnelerinde Alfred ve Agatha isimli bir animasyon kullanıldı. Bu arada, filmin oyuncularından Arda Kanpolat'ın anısını yaşatmak için, her yıl Arda Kanpolat Oyuncu Ödülü'nün sahiplerini bulduğunu hatırlatalım.