Born in Boston, MA, in 1932, Plath developed a talent as a writer and published her first poem when she was eight years old. That same year, Plath was forced to confront the unexpected death of her father. In 1950, she began studying at Smith College on a literary scholarship. In 1955, she was granted a Fulbright Scholarship to study in England at Cambridge. There, Plath met Ted Hughes, a respected author. The two fell in love, and married in 1958. However, marriage, family, and a growing reputation as an important poet failed to bring Plath happiness.

Yıl 1956, İngiltere. İleride tanınan bir şair ve yazar olarak ün salacak olan Sylvia Plath, şair Ted Hughes ile tanışır. Cambridge’de şairin dizelerinden yansıyan zekasından etkilenip henüz tanışmadan önce aşık olmuştur ona. Ted de tanıştıkları zaman aşık olur. Evlenirler. Sylvia çok geçmeden kocasının dizelerine, kalemine, yakışıklılığı ile birleşen başarısına vurulan, etkisi altında kalan başka kadınların da varlığının farkına varır. Bir zaman sonra Sylvia, kocasının profesyonelliğinin gölgesinde var olma çatışmasına düşer. Yazma kariyerindeki ilerleyişi Ted’inki kadar doğal ve içgüdüsel gelişememektedir. Öte yandan Sylvia, kocasının sürekli ihanet ettiğinden şüphelenir. Bütün bu durumlar genç kadının kırılgan, duygusal yapısını etkiler ve yaşamının genç bir döneminde intihara dahil teşebbüs etmesine sebep olur. Acı ve öfke duyguları arasında yazdığı yarı otobiyografik bir roman ve az sayıda şiirleri ile kariyerine imzasını atmıştır.