Düşünce tarihi çalışmaları, başlangıcından bu yana, her toplumun insan, doğa ve evren üzerine bir söylem ortaya koyduğunu ve doğaya yönelik eylemlerini belirleyen bir bilgi yığını yarattığını, dolayısıyla bilme ve anlama kaygısının daha ilk başta ortaya çıktığını göstermektedir. Bununla birlikte insanın en önemli yetisinın akıl olduğunu kabul eden, akla değer veren, güven duyan, bağlanan ve bu anlamda aklın bilim, sanat ve felsefe gibi üst entelektüel alanlarındaki veriler ışığında eğitilınesini sağlayan toplumların uygarlaşma hedeflerini önemli ölçüde gerçekleştirdikleri görülmektedir. Günümüz dünyasında düşünce tarihi çalışmalarına büyük bir önem verildiği ve gelişmiş ülkelerin kendi düşünce tarihlerini gün ışığına çıkarmak için ciddi bir çaba içerisine girdikleri, buna karşılık ülkemizde bu alanda yapılanların ise son derece sınırlı kaldığı bilinmektedir. Bunun en açık kanıtı da tarihin her döneminde eğitim, bilim, felsefe ve sanat gibi alanlarda önemli başardara imza atan çok sayıda Türk bilim ve düşün insanı bulunmasına karşın, geçmişi aydınlatan ve günümüze ışık tutan bu önemli şahsiyetlerin çoğundan bu alanlarda çalışan uzmanların bile haberdar olmamalarıdır. Türk Düşünce Tarihi bu gerekçelerden hareketle, felsefe, bilim, mantık, kelam ve eğitim alanlannda Türklerin gerçekleştirdikleri başarıları yalın ve anlaşılır bir dille okuyucuya sunmak ve bugün olduğu gibi geçmişte de zengin bir entelektüel hayatımızın olduğunu göstermek amacıyla hazırlandı. Kitabın dikkat çeken bir diğer yönü de her konunun ülkemizin o alanda önde gelen uzmanlarınca yazılmış olmasıdır.