Yetişkinlerde bağlanma stilleri ile sürekli kaygı düzeyi ve sosyotropik - otonomik kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi için kapak resmi
Yetişkinlerde bağlanma stilleri ile sürekli kaygı düzeyi ve sosyotropik - otonomik kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
Başlık:
Yetişkinlerde bağlanma stilleri ile sürekli kaygı düzeyi ve sosyotropik - otonomik kişilik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
Yayın Bilgileri:
[s.l. : s.n.], 2019.
Fiziksel Tanımlama:
xv, 136 leaves : tables ; 30 cm + 1 CD-ROM.
Genel Not:
Date of approval: 21.05.2019
Abstract:
Amaç: Araştırmada, bağlanma stilleri ile sürekli kaygı düzeyi ve sosyotropikotonomik kişilik özelliklerinin arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bu değişkenlerin örnekleme ait sosyo-demografik veriler açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma, İstanbul ilinde yaşayan, 18 yaş üstü kişiler arasından rastgele seçilmiş 503 kişilik bir örneklem üzerinde yürütülmüş ve veri toplama aşamasında örnekleme Sosyo-demografik Bilgi Formu, Erişkin Bağlanma Biçimi Ölçeği, Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri ve Beck Sosyotropi ve Otonomi Ölçeği uygulanmıştır. Veri toplama araçları ile elde edilen verilerin istatistiksel analizi SPSS 25 programı kullanılarak yapılmış, uygulanan veri analizinde %95 güvenilirlik düzeyi temel alınmıştır. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında Parametrik olmayan iki grup arasındaki farkın analizi için Mann Withney U testi kullanılmıştır. Parametrik olmayan ikiden fazla grup durumunda parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Araştırmanın bağımlı ve bağımsız değişkenleri arasındaki İlişki Spearman korelasyon analizi ile test edilmiştir. Ölçeklerin birbirine etkisi çoklu doğrusal regresyon ile test edilmiştir. Bulgular: Elde edilen bulgular sonucunda; erişkinlikteki bağlanma biçimleri ile sürekli kaygı ilişkili bulunmuş, sürekli kaygı ile güvenli bağlanma arasında negatif yönde, kaçıngan ve kaygılı bağlanma ile pozitif yönde ilişki saptanmıştır. Bağlanma stillerinin sürekli kaygıya etkisi incelendiğinde ise güvenli bağlanma, kaçıngan bağlanma, kaygılı bağlanma puanlarının sürekli kaygıyı anlamlı düzeyde yordadığı ve sürekli kaygının toplam varyansının yaklaşık %8’ini açıkladığı görülmektedir. Bağlanma ve sosyotropik-otonomik kişilik boyutlarının ilişkisi değerlendirildiğinde; güvenli bağlanma ile sosyotopik ve otonomik kişilik özellikleri negatif yönde bir ilişki içinde iken, kaçıngan ve kaygılı bağlanma ile sosyotropik ve otonomik kişilik özelliklerinin pozitif yönde bir ilişki gösterdiği saptanmıştır. Otonomi ölçeği; güvenli bağlanma ölçeği ile negatif yönlü ve kaçıngan bağlanma ölçeği ile pozitif yönlü ilişki içindeyken, sosyotropi ölçeği kaygılı bağlanma ölçeğiyle pozitif yönde bir ilişki içindedir. Sosyotropi ve otonomik kişilik özelliklerinin sürekli kaygı ile ilişkisine bakıldığında ise sürekli kaygının, sosyotropi ve otonomi ile pozitif yönde ilişkili olduğu görülmektedir. Sosyotropi ve otonomi puanları arttıkça, sürekli kaygı düzeyi de artmaktadır. Araştırmaya katılan kişilerin demografik verileri araştırma değişkenlerine göre incelendiğinde ise; yaşamın ilk 3 yılında anne ve baba ayrılığı yaşamayan grup, ayrılık yaşayan gruba göre daha yüksek güvenli bağlanma gösterirken, boşanmış veya ebeveyn vefatı olan ailelerde büyüyen çocukların çekirdek ailelerde büyüyen çocuklara oranla daha yüksek kaygılı bağlanma puanı aldıkları görülmüştür. Çocukluk veya gençlikte anne ve baba sevgisi alan gruplar, almayan gruplara göre anlamlı şekilde yüksek güvenli bağlanma sergilerken, sevgi görmeyen gruplar, sevgi gören gruplara göre yüksek kaçıngan ve kaygılı bağlanma göstermiştir. Şiddet faktörü değerlendirildiğinde ise güvenli bağlanma ile baba şiddeti arasında negatif yönlü bir ilişki saptanmıştır. Bununla beraber anne ve babaların eğitim düzeyi ile bağlanma ilişkisine bakıldığında hem anne hem de babanın eğitim düzeyi ile güvenli bağlanmanın pozitif yönde ilişkili olduğu görülmüştür. Babanın eğitim seviyesinin düşmesiyle kaygılı bağlanma düzeyindeki yükselme olmaktadır. Evli kişiler, bekar veya boşanmış kişilere oranla daha yüksek güvenli bağlanma puanları alırken, bekar ya da boşanmış kişilerin evli kişilere göre kaçıngan ve kaygılı bağlanma boyutlarından daha yüksek puan almış olmaları ve eşi ile yaşayan kişilerle; ailesi, arkadaşı ve yakın akrabasıyla yaşayan kişiler kıyaslandığında, her üç grupta da eşiyle yaşayan kişilerin daha yüksek güvenli bağlanma gösterdikleri saptanmıştır. Yine yalnız, ailesi, annesi, arkadaşı ve yakın akrabasıyla ile yaşayan grupların, eşiyle yaşayan gruba göre daha yüksek kaygılı bağlanma puanları aldıkları görülmüştür. Sonuç: Elde edilen bulgular, erişkinlikte bağlanma stillerinin, sürekli kaygı ve sosyotropik-otonomik kişilik boyutları ile ilişkisini göstermektedir. Sürekli kaygı ile sosyotropi ve otonomi arasındaki ilişkinin incelenmesi, bu üç değişkenin beraber değerlendirilmesine fırsat tanımıştır. Aynı zamanda bağlanmanın kişilik yapıları, erişkinlikteki ilişki tarzları ve psikopatoloji oluşumu üzerindeki rolü araştırılmış ve bu açıdan da literatüre katkı sağlamak amaçlanmıştır.

Objective: In this study, it was aimed to research the relationship between attachment styles and trait anxiety level and sociotropic-autonomic personality traits and to evaluate these variables in terms of socio-demographic data of the sampling. Method: The study was carried out on a sample of 503 randomly selected individuals aged 18 and over living in the Istanbul and the Socio-Demographic Information Form, Adult Attachment Style Scale, State - Trait Anxiety Inventory and Beck Sociotropy and Autonomy Scale were applied to sampling during data collection process. Statistical analysis of the data obtained by means of data collection tools was done by using SPSS 25 program, 95% reliability level was based on in the data analysis. In the comparison of quantitative data, “The Mann Withney U” test was used to analyse the difference between the two non-parametric groups. “The Kruskal Wallis” test was used to compare the parameters between groups in the case of more than nonparametric two groups. The relationship between dependent and independent variables of the study was tested by "Spearman" correlation analysis. The effect of the scales on each other was tested by multiple linear regression. Results: As a result of the findings; it was identified that attachment styles in adulthood was related with trait anxiety and there was a negative correlation between trait anxiety and secure attachment and a positive relationship with avoidant and anxious attachment. When the effect of attachment styles on trait anxiety was examined, it was seen that secure attachment, avoidant attachment, anxious attachment scores significantly predict trait anxiety and explain 8% of total variance of trait anxiety. On evaluating to the relationship between attachment and sociotropicautonomic personality traits; while there was a negative correlation between secure attachment and sociotropic-autonomic personality traits, it was identified that avoidant and anxious attachment and sociotropic - autonomic personality traits showed a positive relationship. While the sociotropy scale was positively related to the anxious attachment scale, autonomy scale was found to be positively correlated with the secure attachment scale and the negative and avoidant attachment scale. When look at the relationship between sociotropy-autonomic personality with trait anxiety, it is seen that trait anxiety is positively related with sociotropy-autonomy. As sociotropy and autonomy scores increase, the level of trait anxiety increases as well. When the demographic data of the participants were examined according to the research variables; in the first 3 years of life, the group, who had no separation with their parents, showed more secure attachment than the group that had a separation. It was observed that growing children in families with divorced or parental deaths received higher anxious attachment scores. The group who had a love of parents during childhood or youth showed significantly higher secure attachment than the group who did not, while non-loved groups showed high avoidant and anxious attachment compared to those who were loved. When the violence factor was evaluated, a negative correlation was identified between secure attachment and father violence. On the other hand, when the relationship between parents' educational level and attachment was examined, it was found that both mother and father's education level and secure attachment were positively related. There is an increase in the level of anxious attachment, as due to the decrease in the education level of the father. Married people have higher secure attachment scores than single or divorced individuals, while single or divorced people have higher avoidant and anxious attachment scores than married people. When compared with people living with family, friends and relatives and living with their spouses, it was determined that people living with their spouses had higher secure attachment scores. However, it was observed that the groups living with their family, mother, friend and close relative received higher anxious attachment scores than who living with their spouses. Conclusion: The findings show that attachment styles in adulthood are related to trait anxiety and sociotropic-autonomic personality dimensions. At the same time, the examination of the relationship between trait anxiety and sociotropy-autonomy gave an opportunity to evaluate these three variables together and the role of attachment in personality structures, relationship styles in adulthood and the role on formation of psychopathology were investigated and it was aimed to contribute to the literature.
Added Uniform Title:
Thesis (Master) -- Işık University: Graduate School of Social Sciences.

M.S. -- Clinical Psychology.

Graduate School of Social Sciences -- Clinical Psychology.

Research the relationsip between adult attachment styles with trait anxiety and sociotrophic-autonomic personality traits. Turkish.
Dil:
Turkish