1996 yılında Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne Başsavcı olarak atanan Louise Arbour bu mahkemenin bir çok kişinin iddia ettiği gibi 2göstermelik3 bir şey olmayacağına kararlıdır. Her ne pahasına olursa olsun eski Yugoslavya için gerçek adalet yerini bulmalıdır, burada gerçekleşen suçların asıl sorumluları adalet önüne çıkmalıdır. Ancak Abour'un işi hiç de kolay değildir. Barış gücüne ve sonu gelmeenbürokrasiye karşı mücadele eden Arbour, Müslüman çevirmeni Pasko Odsak ve İngiliz yüzbaşı John Tenner'in beklenmedik yardımıyla uzun uğraşlardan sonra iki önemli komutanı mahkeme önüne çıkartmayı başarır{u2026} Fakat iki adam da ölünce bütün gayretler boşa gider. Bunun üzerine Arbour kimsenin ummadığı bir hamle yapar : nam-ı diğer Sırp Kasabı Başkan Slobodan Miloseviç'i adalet önüne çıkarmak için çalışmalara başlar.

"In the 1990s, when age-old ethnic hatred gave rise to genocide in the Balkans, the powers that be seemed determined to turn a blind eye to these atrocities - until Canadian judge Louise Arbour was named Chief Prosecutor of the International War Crimes Tribunal. Arbour investigated rape camps, witnessed the aftermath of "ethnic cleansing" and saw first hand the displacement of two million citizens. With the help of her legal team and her translator, Arbour thwarted bureaucracy, issued secret indictments and sidestepped NATO in a gripping 3-year struggle to arrest and convict the war criminals responsible for the carnage, including former Yugoslavian president Slobodan Milosevic."--Container.