1880'li yıllarda Amerika'dayız. Ailesini terkedip Apaçilerle yaşamaya başlamış olan Samual Jones, yıllar sonra New Mexico'daki evine döndüğünde hiç de sıcak karşılanmaz. Karısı ölmüş, kızı Maggie evlenmiş ve çocukları olmuştur. Süpernatürel güçleri olan bir katilin başı çektiği bir çete çiftliğe saldırıp dehşet saçar ve Maggie'nin kızı Lily'yi kaçırır. Babasına kızgınlığı sürse de Maggie'nin tek şansı onunla işbirliği yaparak kızını kaçıranların izini sürmektir. Ron Howard'ın Thomas Eidson'un romanından uyarladığı The Missing, Tomy Lee Jones ve Cate Blanchett gibi isimler ve sıradışı konusuyla öne çıkıyor. İçerdiği psikolojik derinliği ile yakın zaman Western'lerinden Blueberry'ye benzerliğine dikkat.

Maggie is a young plainswoman raising her two daughters in the desolate wilderness of New Mexico. When daughter Lily is kidnapped by a dark-hooded phantom with shape-shifting powers, Maggie's long-estranged father offers to help find her. Though stunned by his return, Maggie knows she must swallow both hurt and pride if she is ever to see Lily again. Unaware of the frightening events that lurk in the distance, father and daughter set out to track down the fiend that took Lily. But lying in wait is horror so unspeakable it will change them all forever.