Kitabımız, fotoroman türünü seven okuyucu tipi gözünde pek fazla ayrıntıya pek fazla kişi ve yer adına, pek fazla dipnotuna boğulmuş görünebilir. Gerçekte uzandığı derinlik, içerdiği ad kalabalığı, yollamaların bolluğu, yalnız kitabın kendi amaçlarına uygun ölçüde kalmıştır. İnsanlığın bugün elinde bulunan bilgi kaynaklarının tümü elden geçirilebilecek ve onlardaki, konumuza ilişkin tüm bilgiler aktarılabilecek olsaydı, Türkiye halkının ilkçağ tarihi kitabı binlerce ciltten oluşurdu. (Önsözden)