Mevsimler akıp gider, hayatımızdan bir sene geçer gider ve biz her günü sanki birbirinin aynısıymış gibi yaşarız. Oysa her mevsimin getirdikleri, hissettirdikleri ve yaşattıkları bambaşkadır. Biz aynı kalsak bile, çevremizdekiler değişip, akıp giderler. Gerri ile Tom'un her mevsimi birbirinin aynısı gibi görünen sakin ve rutin yaşamı da aslında çevrelerindeki insanların değişimiyle renklenir. Tom ve Gerri baharda kendi hallerinde bahçelerini ekerken, bu mevsimin canlılığına tam ters karakterde olan arkadaşları Mary, yalnız, mutsuz ve alkolik haliyle çifti ziyarete gelir ve sürekli hayatından şikayet eder. Benzer şekilde avukat olan oğulları Joe da henüz hayatını birleştirecek birisini bulamamaktan şikayetçidir. Yazın ise neredeyse aynı karakterde olan Ken ve Mary'nin acınası yalnız halleri resmedilir. Ken çalışkan ve iyi bir adamdır ama gönül işlerinde hep tökezlemiştir. Mary'nin ondan aşağı kalır yani yokken, mangal partisinde Ken'e asla yüz vermez. Ama kendisinden hayli küçük olan Joe'ya fazla sıcak davranmakta hiç beis görmez.Sonbahar geldiğinde ise da, Joe'nun ailesini yeni kız arkadaşı Katie ile tanıştırır. Gerri ve Tom, Katie'yi çok severken Mary ona karşı en kötü tavırlarını sergiler. Kış gelip çattığında Gerri ve Tom, cenaze için gittikleri Derby kentinden Tom'un kardeşi Ronnie'yi de yanlarına alarak dönerler. Bu haber üzerine Mary gene en yalnız haliyle çiftin evine gelir ama onların artık Mary'yi alttan alacak halleri kalmamıştır. Mary'nin artık ayların geçip gitmesi gibi, kendi hayatının geçip gidişi ile yüzleşmesi gerekecektir... İngiliz yönetmen Mike Leigh'nin kendi yazıp yönettiği filmde her biri yalnızlıktan ve hüzünden muzdarip insanlarla çevrili Gerri ve Tom çiftinin ve onların çevresindekilerin ömründen bir seneye tanıklık ediyoruz...

A married couple who have managed to remain blissfully happy into their autumn years are surrounded over the course of the four seasons of one average year by friends, colleagues, and family who all seem to suffer some degree of unhappiness.